Hiçbirimiz, Hepimiz Kadar Akıllı Değiliz
Amerika’da yaşayan ve ticaretle uğraşan insanımız, büyük fedakârlıklarla iş kuruyor, ailesine ve çevresine değer katıyor. Günden güne daha fazla başarı hikâyesi duyuyoruz. Ancak bu başarıların topluluk olarak daha büyük bir etki yaratabilmesi için bir konuda hepimizin üzerine düşen önemli bir görev var: birlikte hareket etme bilinci.
Amerika gibi büyük ve rekabetin yoğun olduğu bir pazarda, daha fazla iletişim kurmamız, daha fazla iş birliği yapmamız ve her açılan işyerini kendi işyerimiz gibi görüp destek vermemiz gerekiyor.
Daha Fazla İletişime ve Dayanışmaya İhtiyacımız Var
Toplum olarak, farklı inançlara, kültürlere, yaşam tarzlarına ve düşünce yapılarına sahip bireylerden oluşuyoruz. Bu çeşitlilik aslında büyük bir zenginlik. Ancak zaman zaman bu farklılıklar nedeniyle iletişimin sınırlı kaldığını, networking olanaklarının yeterince kullanılmadığını ve birlikte hareket etme alışkanlığının zayıf olduğunu gözlemliyoruz.
Amerika’da, siyasi, dini, kültürel, bölgesel ve mezhepsel farklılıklarımızı bir zenginlik olarak benimseyip, ortak hedefler etrafında birleşerek, birbirimize değer katarak ve her alanda lider şirketler kurma yolunda karşılıklı başarıya nasıl ulaşabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor.
Amerika, devlet olarak tam da bunu yapıyor. Farklı milletlerden ve görüşlerden insanları bir çatı altında bir araya getirip birlikte projeler yapabilecekleri ortamı sağlıyor. Üniversiteler, şirketler, Silikon Vadisi aynısını yapıyor.
Tek Tuğladan Duvar Olmaz
Amerika’daki farklı etnik ve kültürel gruplar, yıllar içinde güçlü iş birlikleri kurarak hem bireysel hem de topluluk düzeyinde etkili ekonomik yapılar oluşturmuşlar.
Bizim de birbirimize iş yönlendirebileceğimiz, fikir ve yatırım paylaşabileceğimiz, ortak projeler geliştirebileceğimiz güçlü bir potansiyelimiz var.
Amerika nüfusu içinde zaten sayıca küçük bir topluluk olan insanımız, birbirine destek veren bir community anlayışıyla hareket ettiğinde, herkesin daha güçlü bir gelecek kurmasına katkı sağlanabilir.
Farklı görüşlere, inançlara veya yaşam tarzlarına sahip olsak da; aslında hepimiz aynı büyük ailenin farklı fertleriyiz.
Bu bilinçle birbirimize destek olmak, yalnızca bireysel değil, toplumsal başarı için de çok kıymetlidir.
Ne Yapabiliriz?
- Daha fazla tanışmalı, daha çok konuşmalıyız. Yeni insanlarla kurulan her ilişki, yeni bir fırsat demektir.
- Kendi çevremizdeki iş yerlerini görünür kılmalıyız. Basit bir sosyal medya paylaşımı bile bir işin büyümesine katkı sağlar.
- Networking kültürünü yaygınlaştırmalıyız. Dünya görüşlerimize değil, bir araya gelerek neleri başarabileceğimize odaklanmalıyız.
- İş birliği platformları oluşturmalıyız. Girişim grupları, profesyonel ağlar, yatırımcı buluşmaları gibi yapıları kurmalı ve çoğaltmalıyız.
- Başarıları sadece kişisel değil, toplumsal başarıya dönüştürmeliyiz. Kimden olduğuna değil, ne yaptığına odaklanarak her bir başarıyı gururla yüceltmeliyiz.
Kültürel Zenginlik, Ekonomik Güce Dönüşebilir
Amerika’daki insanımızın çalışkanlığı, üretkenliği ve adaptasyon gücü tartışılmaz. Ama bunlar tek başına maalesef yeterli değil.
Aramızda iletişim arttıkça güven artar. Güven arttıkça iş birliği artar. İş birliği arttıkça hep birlikte kazanırız.
Kitap Önerisi
“The Power of Strangers” – Joe Keohane
(Tanımadıkların Gücü)
Bu kitap, tanımadığımız insanlarla kurduğumuz ilişkilerin kişisel gelişimden toplumsal bağlara kadar birçok alanda nasıl olumlu etkiler yarattığını anlatıyor.
Joe Keohane, empati kurmanın, güven inşa etmenin ve farklı çevrelerle bağ kurmanın hayatımızı nasıl dönüştürebileceğini gerçek hikâyeler ve araştırmalarla ortaya koyuyor.
Amerika’da farklı kültürlerden insanlarla çalışmak, iş birliği yapmak ve önyargıları aşmak isteyen girişimciler için yol gösterici bir kaynak. Farklı çevrelere açılmak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken, ilham verici bir eser.
SONUÇ
Hiçbirimiz, hepimiz kadar akıllı değiliz. Bir fikir, bir tanıştırma ya da içten bir destek sözü, büyük başarıların başlangıcı olabilir. Gerçek ortak hedeflere ancak el ele vererek ulaşırız.
Amerika’da güçlü bir toplum oluşturmak istiyorsak, farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp birbirimize destek olmalı, omuz omuza ilerlemeliyiz.
Bakın Martin Luther King ne diyor:
“Kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenemeyenler, aptallar gibi birlikte yok olmaya mahkûmdur.”
Metin KILIÇ
Vizyoniva.com